Hartman Atık Enerji Hattı

 

 

 

 -BİLİM DÜNYASINDAN KONUYA İLİŞKİN KAYNAK VE YAYINLAR-

Kaynak  No-1-) YAPI TASARIMI TEMEL BİLGİLERİ  ( Kaynak no : 1 bünyesinde sunulan belgeler tarayıcıdan resim olarak alınıp aktarılıdığından okunma güçlüğü görülebilmektedir. Bu düşünceyle sayın okuyucularımızın belgeleri daha rahat inceleyebilmelerini sağlamak için aynı belgeler ayrıca metin olarak yazılmıştır.)

 

(yukarıdaki sayfanın metin halinde yazılmış şekli aşağıdadır. )

YAPI BİYOLOJİSİ

 10 yıldan beri , Dr. Palmn , Dr. Hartmann ( Jeobioloji araştırma kurumu başkanı ) ve diğer bazı doktorlar çevrenin ; özellikle yapıların , mekanların , yapı malzemelerinin ve tesisatlarının insanlar üzerindeki etkilerinin sebeplerini araştırmaktadırlar.

 JEOLOJİK ETKİLER

 Buna göre tüm yerküresi üzerinde güneş ışınlarının sebep olduğu dalgalardan meydana gelen küresel bir ağ (şekil 1) denen bir ağ çizilir. Bu dalgaların düzenli aralıklı oluşu , Hartmann’ a göre , yerkürenin içinden gelen ve yer kabuğundaki kristallerin , bir küresel ağ meydana getirmesine sebep olan yersel ışınlar olduğu konusunu ortaya çıkarır.

            Bu ağın çizgileri 20cm. kalınlıktadır ve manyetik Kuzey kutbundan Güney kutbuna kadar yönlendirilmiştir. Orta Avrupa’ da bu ağ Kuzeyden Güneye 2,50 metre aks aralıklı Doğudan Batıya 2,0 metre aralıklı ve birbirlerine diktir.

            Bu çizgilerin deneyimlere göre fizyolojik olarak zararlı oldukları tesbit edilmiştir, özellikle kesişme noktalarının üzerinde uzun ve tekrar eden kalışlarda ( örneğin yatak ) .

            Dik açılı odalarda , buna tekamül eden , sağlığa zararlı etkileri ( şekil 2 ) olmayan mekan ağı vardır.

            Bu küresel ağın kesişme noktaları , su damarları , kırılmalar ve yer çarpılmaları gibi jeolojik etkenlerle birleştiklerinde sağlığa zararlı olabilirler (şekil 3 ).

            Burada küresel ağın içinde 1,80x2,30 metrelik bir zararsız bölge vardır( şekil 4)

            Hartmann’ a göre yatakların etkili bölgeden , özellikle kesişme noktalarından kaydırılması çok etkili olur ( şekil 5 ). Palm’ a – K. Göre 2,0x2,50 metrelik mevcut küresel ağ yarım aks mesafeli ağdır , esas ağ Kuzeyden Güneye 4 – 5 metre , doğudan batıya  5 – 6 metre ve tüm yerküresi üzerinde doğrusal olarak devam eder. Her 7. çizgide , buna ikinci kademe denir , yani 28. ve 35. , 35. ve 42. metrelerde etki daha büyük olur( şekil 6 ). İkinci kademenin her yedinci çizgisinde yani 7x35 metre veya 7x42 metre mesafede , ortalama 250 – 300 metre de etki en şiddetli olmaktadır. Bu 3. kademe etki olarak tanımlanır. Aynı kaynağa göre Avrupa ‘ da yukarıdaki verilerden Kuzey – Güney , Doğu – Batı yönünde 15 dereceye kadar sapmalar görülür bu çizgileri Amerikalılar çok hassas filmlerle binlerce metrede havadan tesbit etmişlerdir.

            Küresel ağın , Kuzeydoğu / Güneybatı ve Kuzeybatı / Güneydoğu köşegenleri ve bunların 7’ lik periyotları ¼ şiddetinde etkilidirler.

            Küresel ağın , konumu mağnetik ibrenin güvenilirliğine bağlıdır. Modern yapı tarzı mağnetik ibreye etki ettiğinden 1 – 2 derecelik sapmalar meydana gelir , bu da hesapların yanlış olmasına yol açar ki burada kenarlar özellikle sağlığa zararlıdır.

            Buna rağmen , çok dikkatli bir çalışma , zaman harcama , tüm etkenlerin doğru bir şekilde hesaba katılması ve deneyimle tekili bölgeler elektronik cihazlarla doğru bir şekilde tesbit edilebilir. Burada önemli olan çeşitli alanların veya bölgelerin etkilerinin doğru olarak bilinmesi veya birbirinden ayırt edilebilmesidir.

            Işınların zemin hava sınırından yukarı doğru yapının dolu döşemelerinde kırılarak yukarıya doğru yayılmasını hesaplamak gerekmektedir. Bunu “Endrös” K modelle ispatlamıştır. (şekil 7 ).

            Endrös’ün  çizdiği şekilde hesaplar bir yer altı suyu akımını ( şekil 8 ) ve bir su damarı üzerinde ölçülen sağlığa zararlı etkenlerin şiddetini göstermektedir.

            Sağlığa zararlı bu bölgelerin meydana getirdiği hastalıklar , kalp , mide , böbrek , dolaşım , teneffüs bozuklukları , bezginlik ve kansere kadar varan kronik hastalıklar.

            Bir çok kişi için , yatağı yerinin değiştirilmesi kısa sürede etkili olur (şekil4). Rahatsız edici etkileri yok eden cihazların yararı tartışmaya açıktır. Bazı kişiler kendilerini zararlı etki kaynağı olarak görürler. Altın orana göre yapılmış odalarda zararlı etki olmadığı kabul edilir : Yükseklik 3,0 m  , Genişlik 4,0 m  , Uzunluk 5,0 metre. Yuvarlak evler , altıgen olanlar ( petek) tercih edilir.

            Fizikçiler için 3 cins madde vardır. A) Katı  B) Sıvı  C) Gaz. Bunun tipik örneği sudur. : Sıfır derecenin altında buz, Normal su ve 100 derecenin üstünde buhar. Diğer maddelerin şekil değiştirmesi için farklı ısıtma veya soğutma dereceleri geçerlidir. Sebep de , maddeyi meydana getiren ve sürekli hareket halinde olan atomlar veya moleküllerdir.

 

 

 

Şekil 1 : Manyetik olarak düzenlenmiş ve sağlığa zararlı kesişme noktaları belirtilmiş küresel ağ.

 

Şekil 2 : Soldaki yatak kesişme noktasında bulunur. Sağdaki yatağın üzerinden kenar bölgesi geçer. Taralı kenar çizgileri arasında kalan alanda zararlı etki yoktur.

 

Şekil 3 : Soldaki yatak özellikle tehlike altındadır çünkü küresel ağ ile  su damarı kesişmektedirler ve böylece zararlı etki artmaktadır.

 

Şekil 4 : Küresel ağ çizgileri arasında kalan zararsız bölge.

 

Şekil 5: Sağdaki duvara yapışık yatak hastalığa sebep olur. Yatağın soldaki duruma getirilmesiyle ilaçsız iyi olunur.

 

Şekil 6 : Palm’ a göre 4x5 metrelik küresel ağ. Yarım akslar 2x2,50 noktalı olarak gösterilmiştir.

 

Şekil 7 : Kuvantum gücü çizgilerinin yüzeylerde kırılarak yayılmasını ve genişlemesini gösteren R. Endrös’ ün model denemesi

 

Şekil 8 : Yer altı suyu akımının meydana getirdiği ve jeopatojen bölgeler yaratan elektrik akımının akım çizgileri

 

Şekil 9 : Yer altı suyu akışı üzerinde ölçülen elektriksel potansiyel farkları ve dallanma reaksiyonu.

 

 

            (yukarıdaki sayfanın metin halinde yazılmış şekli aşağıdadır. )

            İnsan çok yüksek ısınma değeri olan kimyasal alçı ile traşlı çimentoyu , tabii çimento ve tabii alçıdan ayırt etmelidir.

            İçinden , su ( soğuk veya sıcak ) , pis su ve gaz geçen tüm borular , canlıların organlarına veya bitkilere zarar veren ışınlar yayarlar. Onun için. İnsan ve hayvanların sürekli içinde yaşadığı mekanlar borulardan uzak olmalıdır. Örneğin yatak ve oturma odaları. Tesisatı evin merkezi bir yerinde banyo veya mutfakta toplamalıdır (S. 203 B ) . Dahası aynı şey gerilim altındaki değişken akım kabloları içinde geçerlidir. Akım geçmediği zaman elektrik alanları sağlığa zararlı etkiler meydana getirirler ve akım geçtiğinde de elektromanyetik alanlar daha fazla zararlı olurlar.

             Hartmann , genel durumu bozulmuş bir hastayı , yatmadan önce yatağın baş ucundan geçen bir kablonun fişini çekiştirmekle , kısa sürede iyileşmiştir ( şekil 1)

             Başka bir durumda , elektrikli soba ile yatağın baş ucundan geçerek termostata giden kablonun , odanın başka duvarından geçirilmesiyle benzer rahatsızlıklar ortadan kalkmıştır (şekil 2)

            Elektrikli cihazlar , sobalar , çamaşır makineleri , bulaşık makineleri , Boyler , mikrodalga fırınlar vs, eğer yatak odalarının altında veya yanında ise hastalığa sebep olan ışınlar yayarlar (şekil 3 )

            Yeni tesisatlarda gerekli yalıtımın yapılmasıyla zararlı ışınlara engel olunabilir.

            Mevcut tesisatta , ya kabloların geçtiği yer değiştirilmeli ya da , akım çekilmediği zaman devreyi açan elektrik sayaçları kullanılmalıdır. Sürekli çalışmak durumunda olan derin dondurucular , buzdolapları ve brülörler için ayrı hat çekilmelidir.

            Daha geniş bir alana zarar veren etkenler trafo merkezlerinden kaynaklanır.( Schröder – Speck  10-20.000 V bir trafonun zararlı etki alanının Kuzeye Doğru 30-50 metre ve güneye doğru 120 – 150 metre olduğunu ölçmüşlerdir). Konutların yakınından geçen yüksek gerilim hatları ve elektrikli trenler de aynı şekilde sağlığa zararlıdırlar.

            Akım geçen topraklama hatları da sağlığa zararlı ışınlar yayarlar.

            İyon Etkisi : İnsan %65 oksijenden meydana gelir. Açık havada duran bir insan 180 V gerilim altındadır. 1 cm3 havada coğrafik konuma ve yerel verilere bağlı olarak birkaç yüz ile birkaç bin arasında iyon vardır.

            Küçük veya orta büyüklükte veya büyük iyonlar vardır. Küçük veya orta büyüklükteki iyonlar biyolojik olarak etkilidirler.

            Amerikalıların yaptıkları ölçmelere göre , pozitif veya negatif iyonlar günün akışı içinde yaklaşık olarak birbirlerine eşittirler ve cm3’ de 300-600 iyon vardır. Ölçülebilir yağış olduğunda negatif iyonlar cm3’ de 100 iyon artarlar( şekil 4).

            Negatif yüklü yer ile pozitif yüklü hava arasında insanların organlarına etki yapan çok kuvvetli bir elektriksel alan meydana gelir.

            Tschishewkij’ in 1920 lerde yaptığı araştırmalara göre negatif iyonlara canlılara olumlu etki ederler ve insan yaşlandıkça elektriksel potansiyeli azalır.

             Havadaki negatif iyonlar ne kadar fazla ise insan o kadar yavaş yaşlanır. Son 50 yılda yapılan araştırmaların negatif iyonların kan basıncı , astım , kan dolaşımı ve romatizma üzerinde olumlu etkileri olduğu ispatlanmıştır.

            Kapalı ve tozlu mekanlarda pozitif iyonlar vardır. Yalnız negatif yüklü hava oksijeni  biyolojik olarak değerlidir.

            Bölgeye ve hava şartlarına bağlı olarak atmosferde 1 cm3 havada 100 – 10.000 iyon vardır.

            Uzaydan gelen ışınlar en etkili ışınlardır. 300 metre yerin derinlerine kadar girebilirler ve 1000 metre su altında ölçülmeleri mümkündür.

            İnsan 24 saatte 100.000.000 bu tip ışınlara maruz kalır. Yapı malzemeleri ne kadar sıkı dokulu ise uzaydan gelen ışınların frenlenmesi o kadar fazla olur.

            Yer altı kabloları , gaz ve su boruları çok kuvvetli rahatsız edici alanlar yaratırlar.

            ( SU = ölçü birimi – Schröder – Speck’ e göre).

 

            Ernst  Neufert

            Professor  emer., Dr.h.c.

            Çeviren : Abdullah Erkan - Mimar ( O.D.T.Ü. )

            Redaksiyon : Ayşe Önem Karadayılar - Mimar ( İ.T.Ü. )

            Kitap : Güven Yayıncılık San. ve Tic. A.Ş.  Genişletilmiş 30. Baskı - 1979

 

Kaynak  No-2-) NEUFERT ( Kaynak no : 2  bünyesinde sunulan belgeler tarayıcıdan resim olarak alınıp aktarılıdığından okunma güçlüğü görülebilmektedir. Bu düşünceyle sayın okuyucularımızın belgeleri daha rahat inceleyebilmelerini sağlamak için aynı belgeler ayrıca metin olarak yazılmıştır.)

            YAPI TASARIMI

 

              (yukarıdaki sayfanın metin halinde yazılmış şekli aşağıdadır. )

 

YAPI BİYOLOJİSİ

             Yaklaşık on yıldan beri Dr. Palm ve Dr. Hartmann ( Jeobiyoloji araştırma merkezi e.V. Eberbach – Woldburnn – Waldkatzenbach yöneticisi ) gibi hekimler , doğanın , yer altının , yapıların , yapı elemanlarının ve tesisatların insan üzerindeki  etkisi hususunda çeşitli araştırmalar yapmaktadır.

            Jeolojik Etkiler

            Güneş nedeniyle tüm dünya küresi üzerine dik dalgaları olan Global kafes şekil 1’ de gösterilmektedir. Fakat Hartmann , bu konuda ,güneşin düzenliliğinin , yer altından , yer kabuğunun kristalleri aracılığıyla kafes ağı şeklinde olan yersel bir ışımayı akla getirdiğini belirtmektedir.

            Kafesler manyetik kuzey kutbundan güney kutbuna doğru , yaklaşık 20 cm genişliğinde olan şeritler aracılığıyla manyetik olarak yerleştirilmiştir. Kafesler Orta Bölümünde dik açılı yaklaşık 2,50 metre aks aralıklarıyla , doğu batı yönünde ise yaklaşık 2 metre aks aralıklarıyla yerleştirilmiştir (bkz. Şekil 1 ).

            Global Kafes çizgilerinin deneyime dayanarak , özellikle kesişme noktaları üzerinde uzunca ve sıkça kalındığında ( yataklarda ) fizyolojik açıdan zararlı oldukları ortaya çıkmış bulunmaktadır (bkz şekil 2 ). Tkriben patojenik etkileri olmayan , dik açılı odalarda yöndeş alan ağı kafesleri gelmektedir. Global kafesin kesişme noktaları , su damarları , yer fayları ya da çatlakları ile kesişirse gerçekten patojenik olurlar. Su damarları bu durumda baskın hale gelirler (bkz. Şekil 3 ) . Bu durumda ekleme efekti meydana gelmektedir. Bundan sonra global kafes şeritleri arasındaki 1,8x2,30 metre olan arızasız alanlar ya da sahalar uygundur (bkz. Şekik 4 ).

            Hartmann’ a göre yatağın arıza alanından özellikle kesişmeden çekilmesi en iyi çözüm yoluıdur (bkz. Şekil 5 ).

            Palm’ a göre ise (bkz. Kaynak ) mevcut olan yaklaşık 2x2,50 metre alanındaki global kafes yarı aralık çizgisidir. Asıl kafes , buna göre  kuzey / güney yönünde 4 -5 metre ve doğu / batı yönünde 5-6 metre aks aralıklı , dünya etrafında dümdüz olan global kafestir. 7. kafes çizgilerinden birinde bahsedilen ikinci düzen 28 – 35 metre ve 15-42 metre aralıklarla daha etkili olmaktadır (bkz. Şekil 6 ) . Bu ikinci düzenin her 7. çizgisi , yani 7 x35 – 7x42  aralığı ile , yani yaklaşık 250 – 300 metre arlık ile 3. düzenin = daha güçlü arıza bölgesi olarak tanımlanmaktadır. Burada da kesişme noktaları en güçlü şekilde belirlenmiş durumdadır.

            Aynı kaynağa göre Avrupa’ da ast normdan kuzey / güney yönüne ve doğu  / batı yönüne doğru sapmalar meydana gelir. Bu şeritleri Amerikalılar, katlarca 1000 metrelerden havadan çektikleri hassas filmlerle yakalamış bulunuyorlar.

            Amerikalılar , bunun dışında , diyagonallerde kuzey – doğudan güney batıya ve  kuzey – batıdan güney doğu (bkz. Şekil 6 ) boyunca uzanan kendi global kafeslerini oluşturmuşlardır. Bunun aynı şekilde  ¼ güçlü etkili yedigen periyotlarda gerçekleştirmiş bulunmaktadırlar. Başka bir yerde , global şeritlerinin yerleştirilmesinde mıknatız iğnesinin güvenilirliğinin  önemli olduğu belirtilmektedir. Buna yol açan modern yapı şekillerinin iğneyi etkilemesi sonucu meydana gelen, 1-2 derecelik sapmalar bile, özellikle kenarların patojen olması nedeniyle yanlış yerleştirmelere yol açmaktadırlar.

            Ne olursa olsun,  bağlantıların itinalı derlenmesi birikim ve zaman harcaması ( çoğu zaman kontrolde uzama ) gerektirmektedir, çünkü bu arıza bölgeleri dilek değneği ya da radyo aletleriyle düzenlenmektedir. Asıl belirleyici olan , görünen farklı alanları ya da bölgeleri tanıyabilme , ayırt edebilme yeteneğidir.

            Ama, yer hava sınırında , yani yryüzünde ışımaların dikeye kırılmasına benzer bir şekilde “Endros” gibi çok katlı binalarda masif kat tabanlarından kaynaklanan kırılmalar gerçekleşmektedir (bkz. Yazılı kaynak ). Bu modelde kanıt şekil 7’ de gösterilmektedir. Bu kanıtın seyredilebilir resmi yer altı suyu akımındaki ( bkz. Şekil 8 ) bu kırılmaları ve bir su damarı (bkz. Şekil 9 )üstünden oluşan arızaların ölçülmüş güçleri gösterilmektedir.

            Bu türden patojenik sınırların başlıca zararlı etkileri yaşam zayıflığı , kalp -böbrek –kan dolaşımı , nefes alma , mide ve anabolizma ve kanser gibi kronik hastalıklara kadar birçok rahatsızlık olarak sıralanabilir. Bu rahatsızlıkların giderilmesine, uyuma terinin kısa zamanda rahatsızlık etmenlerinden arındırılmış sahaya ( bkz. Şekil 4 ) taşınması yardımcı olmaktadır. Bu konuda parazit engelleme aleti diye adlandırılan nesnelerin etkisi tartışmalıdır. Bu aletlerden bazıları kendisini rahatsızlık kaynağı olarak ortaya koymuştur. Altın kesitteki odalarda sözüm ona rahatsızlık yoktur. 3m yüksek , 4 m eni , 5 m uzunluk ilişkilerine sahip daire evleri ya da altıgen zemin planları ( arı hücresi ) bu konuda özellikle takdir edilmektedir. Fizikçiler bu alanda  a) katı  b) sıvı  c ) gaz şeklinde 3 cins malzeme tanımaktadırlar. Bunun için en tipiği su : sıfır santigrat derecenin altında  buz ,normal : su , 100 derece = buhar. Başka maddelerde  ( içerdikleri atom ve moleküller nedeniyle ) değişim için daha farklı ısı – soğukluk dereceleri geçerlidir. Atom ve moleküller maddeyi oluşturdukları , sürekli hareket halinde oldukları için bir cansızlıktan söz edilememektedir.i Örneğin ; bu unsurlar , metalde denge noktasının etrafında hafifçe hareket etmektedirler. Isınma oranı arttıkça  , şekil 2 de gösterilen metal erimesine kadar hareket de hızlanmakta , ısınma oranı arttıkça atomlar birbirlerinden ayrılmaktadırlar.

 

            35. baskıdan çeviri , Ekim 2000

             Beta BASIM YAYIM DAĞITIM A.Ş.

 

Kaynak  No-3-) GÖKSEL VE YERSEL IŞINLAR

                    

            Wilton Kullmann

            Meta Basım Yayın , İstanbul , Nisan 2003

Kaynak  No-4-) ZARARLI IŞINLARDAN KORUNMA

           

            Wilton Kullmann

            Meta Basım Yayın , İstanbul , Nisan 2003

Kaynak  No-5-)http://www.geobiologie.de/index.htm

            Not : Bu web sitesi tarafımızdan Almanca orijinalinden Türkçe'ye tercüme ettirilmiştir.

           

Dr. Med. Ernst Hartmann – Jeobiyoloji’ de Öncü

 Dr. Ernst Hartmann’ ın ömründe ilettiği en önemli mesaj, insan, vücut, ruh ve canın çevre ile çözülemeyecek bir değişim oyunu içinde bulunduğudur. Yorulmak bilmeyen araştırmaları ve aramalarının merkezinde insan her zaman bir bütün içerisindedir.

 Dr. Ernst Hartmann 10 Kasım 1915 Mannheim doğumludur. Mannheim ve Jena’  da tıp okudu ve ikinci dünya savaşında da hekim yüzbaşı olarak görev yaptı: tutukluluk durumunun sona ermesiyle Eberbach’ ta kendi muayenehanesini açtı ve burada 40 yıl çalıştı. Değnek kabiliyetini keşfetmesiyle 1948 yılından itibaren etkin bir şekilde meşgul olduğu jeobiyolojiye giden direkt yolu buldu.

 Muayeneleri sırasında hastalarının relatif zararsız ve teorideki tıp açısından gayet belirgin hastalıklar yüzünden sürekli geldiklerini ve şekil haricinde hiçbir ilacın tesir etmediğini, Dr. Ernst Hartmann’ ın hastalarında sık sık karşılaştığı bir durumdu. Buradan, yer ışınları adı verilen fikre kapıldı. Bir çok kez yatak yeri muayenesini ele alıp da uygun bir yatak değişimi yapınca düzenli olarak hastalıkların çabucak kaybolduklarında tahminleri doğru çıkıyordu.

 Araştırma sonuçlarını ve tecrübelerini genişletmek üzere 1951 yılından beri Eberbach da seminer ve oturumlar düzenledi. 1961 yılında jeobiyoloji için araştırma dairesi kurdu ve bunun başında 30 yıl kadar başkanlık yaptı. Kurstadt’a doğru Eberbach çıkışında mükemmel bir şifalı su kaynağının keşfine katılmıştı. Şehir ve daire başkanı olarak kamusal alanda da görev aldı. Mülben Kür Deposunda ortak işleticiydi ve birçok insana kımız ve kısrak sütü ile rejenerasyon kürleri aracılığı ile yardım etmiştir. Yanında bir eczacı yardımıyla vejetatif sinir sistemini yönetmede poliksan preparatlarını- homeopat şifa maddelerini geliştirmiştir.

 Araştırmasının esas noktasında Dr. Hartmann standart eserinde standart problem olarak hastalık ( şu anda 5. baskısı tükenmiş) ve her iki kitabını “ YING YANG  konstitüsyonları ve reaksiyon tipleri hakkında” bir araya getirmiştir. Kendisi tarafından keşfedilmiş olan hastalığa etki eden şartlardan olan “ Global parmaklık ağı” şu anda dünya çapında dikkat ve kabul görmüştür. Dr. Ernst Hartmann, 23.10.1992 tarihinde Waldkatzenbach ‘ ta hayatına veda etti.

 Dr. Ernst Hartmann:

 “ Çok zaman küçük olay ve tesadüfler insan hayatında büyük rol oynayabilmektedir. Bende değnek yeteneği keşfi ve bununla bağlantılı olarak uygun olaylar bir zincir reaksiyonu açığa çıkarmıştır ve hayatımı da bambaşka bir yöne iletmiştir.

Akıp giden zaman içinde sevinç, çalışma, hayal kırıklıkları yaşandı ancak bunlar tecrübe ve takiple bağlantılı araştırmalar neticesinde kazanılan bilgilerle telafi olmuştur.”

 Kamu Yararına Çalışan

 Dr. Hartmann Jeobiyoloji Araştırma Dairesi e.V. (Derneği)

 İle

 Onun işletme şirketi olarak

 GEOBIONIC Jeobiyoloji Ltd.Şti.

 Birlikte biz Almanya’nın 1 Numarasıyız

 Radyestezi ve Jeobiyoloji alanında

 Araştırma ve eğitim alanlarında 40 yılı aşkın deneyim

Avrupa’ da tüm değnekçi derneklerinden en fazla üye sayısı

Radyestezi / Jeobiyoloji konulu en büyük dergi

 (üyeler için aidat içinde dahil, sayısız eklen. aboneler)

 kendine ait araştırma merkezi

 300 ü aşkın eğitimli ve sınanmış jeobiyolojik danışman

 Almanya’ da ve komşu ülkelerde

 Tüm Avrupa’ dan yıllık yüzlerce seminer katılımcısı

 İki metoda göre uygulamalı eğitim

 (mental olarak: Dr. Ernst Hartmann, fiziksel olarak: Reinhard Schneider)

 GEOBIONIC seçeneklerin çokluğu ile:

 Çatal Değnekler

 30 dan fazla çeşit (yatay ve dikey çubuklar, çeşitli malzemelerden, V-değneği, L-değneği, teleskop değneği, akort değneği ve Lecher- antenleri)

 2002 den beri bizde: Reinhard Schneider’e göre orijinal Lecher- anteni ve tutma uzunluğu tekniği

 Pendel

(Vücuttaki titreşim ve salınımları ortaya çıkaran alet)

 200 den fazla şekilde ve büyüklükte

 (pirinç, bakır, altın kaplama, gümüş kaplama, kromlu, mat kromlu)

 ve de pırlanta pendel

 Enerji – Tensorları

 Pirinç, altın kaplama veya ahşap- mantar veya pırlanta tutacaklı olarak çok çeşitleri vardır

 Ölçüm aletleri

İnşaat ve elektrobiyoloji için

 Radyestezi Yedek malzemeleri

 Bölüm Literatürü

Kitaplar, broşürler, çalışma dosyaları

 İşyeri:

 Adlerweg 1, D-69429 Waldbrunn-Wk. Tel. 06274/912100 faks: 912109

 e-mail: [email protected]

 Görünmez Kuvvetler

                                                   Görünmez Kuvvetlerin İzinde

 “Jeobiyoloji, yeryüzünün doğal ve medeniyetler sonucu sentetik alan, ışınlar ve akımlardaki insan, hayvan ve bitki yaşamı ilmidir.”

 Bu, hayatı boyunca onu bırakmayan araştırma alanı, yani jeobiyoloji araştırma dairesinin kurucusu Dr. Ernst Hartmann’ın kısa ve açık yorumudur. O, 40 yıldan fazla görünmez olan ve insan, hayvan ve bitkilerin hayatını etkileyen kuvvetlerin izindeydi. 1961 yılında Jeobiyoloöi Araştırma Dairesinin kurulmasından bu yana, yer tahriki ile oluşan yer (toprak) ışınlarının ve hastalıkları fenomeni ile uğraşan 2000 i aşkın üye sayısına ulaşılmıştır.

 Bu jeobiyologler kimlerdir? Çatal değnekle silahlanmış olarak arazide dolaştıklarında hangi karışık boş vakit faaliyetine uymuş oluyorlar? Bu olaylardan haberi olmayan, dışarıdan birisi için gerçekten doğru bir soru? Olayların geçtiği yer dahi, yani Waldkatzenbach’ da, özellikle “Adler” isimli seminer otelinin ve araştırma merkezi, bugün aynı fikirde olanların buluşma noktası olup, burası jeobiyologlar için  gizli ve sır dolu olmaktan kendini alamamaktadır.

 Jeobiyo- Lojik

Jeobiyoloji gibi başka hiçbir alan bu denli spekülasyon ve yarım bilgiye neden olup bu kadar paniğe yer açmaz. Araştırma dairesi kendine, jeobiyolojiyi ikilemden kurtarıp kanıtlanabilir ve dürüst deneyler yardımıyla bilimsel kabule sunmaktır.

 Araştırmacı ve doktor olan Dr. Hartmann bunu jeobiyolojik olarak ispatlanan noktaya getirdi: “bizim fikrimiz, insanın, iş yeri, evi ve yatma yerindeki yerleşimi ile yer tahriklerinin zamanla kronik hastalıkların ortak faktörü olabileceğidir.”

 İnsanoğlunun çatal değnek ve sarkaç ile “yer altı kuvvetlerini” ortaya çıkarma isteği İsa’dan önce ki 6000 yıla kadar gidiyor. Eski resim ve çizimlerde hep karşımıza değneği ile maden vs. arayan ve sarkaçcı (bir yerden bir yere gidip gelen) kişiler çıkar. Bunlar dağ işlerinde su aramak hatta maden aramak için bile savaş zamanlarında kullanılmıştır. Bir Çin ediktöründen İ.Ö. 2200 yılından çıkan ifadeye göre, inşaat yerinin değnekli arayan, o zaman kendilerine “doğru yer tahmincileri” de denilen insanların önceden muayene olmadan oraya hiçbir ev yapılmıyordu. Goethe’ ye göre bu değnek “onu hisseden el” içindeki “sihirli pirinç” idi.

 Açık gözlerle doğayı dolaşan veya hayvanları takip eden kişi, ilginçi keşiflerde bulunabilir. Hatta bitki ve hayvanlar dahi tahrik sınırlarına tepki verirler: ağaçlar, örn. Dal budak salma veya dönme ile eğimli büyüme; kediler ve karıncalar huzursuz yerler tarafından kendilerini çekilmiş hissederler, köpekler bu durumdan kaçar. İnsanlar için ise bu yer tahriklerinin yani yer (toprak) ışınlarının uğursuz (üzücü) sonuçları bulunabilir. Yüzlerce olayda, yatma yerindeki jeopatojen sınırların yığılmasından dolayı kansere kadar gidebilecek kronik rahatsızlıkların oluşabileceği kanıtlanmıştır. Çoğu zaman, hasta vücut bölümleri, Dr. Hartmann’ın ifade ettiği gibi ( literatürde de Hartmann- parmaklığı, 1.parmaklık veya kuzey güney parmaklığı) global parmaklık ağı ile çakışmıştır. Maalesef bu parmaklık sistemi için birçok kitapta yanlış ölçüler verilmektedir. Bizim enlemimizde istisnalar kuzey doğru yönünde 2,00 m ve doğu batı yönünde de 2,50 m dir  ve bunların tahrik şeridi eni de 20-21 cm dir. Bu parmaklık ağı bugün genel olarak kabul edilir. Bu sistemin Ekvatora doğru daha enli ve kutuplara doğru daha dar olduğu bütün dünyada ki muayeneler sonucu tespit edildi. (karş. Dr. Horst F.Preiß, Erdstrahlen-Energie in Gitter – und Netzstruktur, GEOBIONIC Verlag 1995, Euro 20,00)

 Belirli bir yerden çıkan hastalık durumunda çoğu kez bir de yer altı su damarı veya atık su etkili olabilir. Dr. Hartmann’ a göre, toprak, biyolojik sistemlere homojen davranmıyor ve insanın da tepki gösterdiği tahrik yapıları gösterir. Zararlı ışınlar bugüne  dek hiçbir saf fiziksel ölçüm metoduyla kanıtlanamamıştır. Fizikte bu tür ışın bilindik değildir. Bilimsel olarak kanıtlanmış bir şey de ışınlama noktasının insanın enerji potansiyelini etkilediğidir. Dr. Hartmann’ın jeoritm programı, insan cilt direnci ölçümleriyle, bedenin yer ve çevre tahriklerine tepkileri mükemmel gösterir. Bu ölçüm metodunu birçok  değnekçi, kendi cesaretlendirme sonuçlarına destekleyerek ekliyorlar. Binlerce jeoritm programı, bu arada bu basit ama güvenilir metodun doğruluğunu belgeliyorlar. Buna ait sevk işlemi araştırma dairesindeki seminerlerde devam ediyor.

 Olayların Temeline İnmek- Derneğin Hedefleri

 Dernek, doğrudan doğruya kamu yararına olan amaçlar doğrultusunda çalışır ve özellikle de zemin, iklim, hava ve hastalık sürecinin insan, hayvan ve bitkiler arasındaki bağlantıyı açıklamaya çalışan insanlardan oluşur. Bu bağlamda bu güne dek takip edilenler fiziksel veya biyolojik olarak belgelenmeli  ve bunlar üzerinde teorik veya pratik işlem yapılabilmelidir. Derneğin en büyük hedeflerinden birisi de çatal değneği fenomenin bilimsel olarak açıklığa kavuşması ve de yere bağlı hastalıklar sorununun da çözülmesi. Bunlarla kanser sorununun çözülmesine de katkıda bulunulmak isteniyor. Kendileri araştırmayan ama derneğin faaliyetlerini desteklemek isteyen üyelere de kapılar açıktır.

 Olaylar Topluluğu

 

Dr. Med. Ulrike Banis

 Jeopati ile ilgili ilginç muayene deneyimleri (olayları) ve sıkça olan tedavi yanılgıları üzerine

 Yaklaşık on yıldır, muayenehanemde tamamen seçilmiş, jeopati yükü ile / ya da elektrosmog yükü altında rahatsız olan kronik hastaları muayene ediyorum. Bunu yapmamım nedeni, jeopatik yükün vücuttaki vejetatif düzeni bozduğunu ve böylece de hastalıkların kronikleşmesini kolaylaştırdığını bilmemdir.

 Benim amacım, vücudun kendi içindeki iyileştirme (şifa) kuvvetlerini aktive edebilmesi için rahatsızlık veren yatağın yerini değiştirerek, vücudun vejetatif oto regülasyonu önündeki blokajı kaldırmaktır. Bunlar için kinesiolojik kas testini ve hastanın Reba-Testgerät ve Geovita-Ampulle sayesinde vital (canlılık )değerlerini tespit ederek kullanırım.

 Böylelikle, hastanın % 100 üzerinden hassas maddeli yaşam enerjisinin ne kadar düştüğünü ve bu enerji kaybına nelerin neden olduğunu çabuk tespit edebilirim.

 Sıklıkla bulduğum “enerji hırsızları” genellikle jeopatojen yüklenmeler olup ayrıca ruhsal bağlantılarını ve de bağırsak florasında, dişlerde, burun içinde veya boğazdaki gizli kitleler oluyorlar. Nadiren ağır metal yüklenmeleri veya toksinleri buluyorum ve bunları da ancak öncesinde psiko-fiziksel bağlantıları alanıyla ilgilendiğimde buluyorum.

 Bunlarla işaret etmek istediğim şey, çok sayıda psödo alerjileri, hazımsızlıklar ve toksin yüklenmeleri genellikle zirveyi gösterir ve bunun altında da kısmen çok büyük duygusal bir ilişki saklı olabilir. Hastanın semptomları ve şikayetleri, onlar teşhis edilip, tanınıp uygun ilaçlarla (benin daha önceden test ettiğim) “eritilene” kadar devam eder.

 Jeopatojen yüklenme, yani uygun olmayan bir yatma yerinin seçilmesinden ortaya çıkan yüklenme- nadiren çalışma yeri- tedavi edilmeyen jeopatinin hastada terapi rezistansı oluşturduğunu ve şikayetlerinin kronikleştiğini yıllardır tespit ettiğimden dolayı benim tedavimle özel bir pozisyon alır.

 Jeopati adı altında, ben, su akıntıları, atık sular, boşluklar veya ağ parmaklık kesişmeleri gibi sağlık üzerinde olumsuz etkisi olan yerdeki mıknatıs alanların tüm faktörlerini anlıyorum.

 Sayısız muayene deneyimlerimi bir kitaba (“Erdstrahlen & Co”, Haug-Verlag, 2001) işledim. Herhalde bu nedenle yer ışınları senaryosunun anahtar kişisi haline geldim ve birçok gölgeleme önlemleri ve diğer metotların üreticileri tarafından yüzleştirildim.

Bunların hepsi de bana, piyasada bulunan ve yürürlükteki önlemlerin bir işe yaramadığını ancak keşfettikleri şeyin rahatsız ışınları etkisiz kılmak için uzun vadeli yardımcı olacağını anlattılar.

 “Gölgeleme Önlemleri” Etkisinin Muayeneleri

Ben bu tür iddiaları, gerçeklik derecelerini bulmak için muayene ettiğimden, ilgili deneyler düzenledim ve  bunları aşağıda bildirmek istiyorum.

 Denek üzerinde kas testini uyguladım ve onu akabinde rahatsız sınıra koydum. Test kası başlangıçta her zaman olduğu gibi önce “kuvvetli” tepki verir, sonra da beş dakika sonra rahatsızlık sınırında – vejetatif blokaj nedeniyle- “zayıf” hale gelir.

 Önceden işaret ettiğim denekleri birçok test sırasında arka arkaya en çeşitli metotlarla “gölgelemeye” çalıştım.

 Bunun anlamı, deneğin boğazı etrafında  “atmosfer koruması” adı verilen bir durumun olduğunu- güzel görünen bir zincircik ve metal kolyesi- maalesef tamamen etkisiz, çünkü bundan önce kolu zayıf kalmıştı.

 Bundan sonra, yerin altına farklı gölgeleme döşekleri denedim- burada da kol zayıf kaldı ve vejetatif regülasyon dinlenmedi.

 Huzursuz (rahatsız) ışınların yönünü değiştirecek mıknatıs kartını da denedim- ama hemen gördüm ki bunlar da işe yaramadı.

 Farklı metal döşekleri, enerji veren damlalar, piramitlerden semboller veya geometrik şekiller de deneğin irade dışı kas tonüsüne  hiçbir etkide bulunamadılar.

 Bu tür gölgeleme materyalinden bazıları, değnekçinin değnek reaksiyonunu bağlayabilecek durumda olduğu da tartışma götürmez. Bu etki aynen küçük çocukların kendi gözlerini kapattıklarında, kimseyi göremedikleri için kimsenin de kendilerini görmediğini iddia ederek oynadıkları oyun gibidir.

 Bu tür manipülasyonlardan sonra bazı ölçüm metotlarıyla ispatlanamazlarsa bile huzursuz sınır bu arada aynen kalıyor.

 Zararlı ve tehlikeli yanı, satıcının veya alıcının yanılması değil de, ağır hastanın hala huzursuz yerinde kalıyor olması ve böylece iyice hastalanmalarıdır.

 Cep telefonu frekansları için dikilen sayısız direkler de hayat atmosferimizin ışınlarla kaplanmasını sağlıyor.

 Işınların sağlıklı tesirleri, izlerine bakılarak bugünkü teknoloji ile tespit edilemiyorlar. Buna ait teknoloji çok yeni ve çoğu için fazla ilginç. Ancak bugün yapılan ciddi araştırmalar beyin tümörleri ile cep telefonu ile sıkça görüşme arasında bağlantının bulunduğunu belgelemeye başladılar.

 Kronik yorgunluğa sahip hastaların muayenehaneme ellerinde cep telefonuyla gelmeleri üzerine, bu elektrosmog’un hassas maddeli enerji üzerindeki tesirlerini muayene etme fikrine kapıldım. Önce Reba-Gerät (Reba cihazı) ile onların çıkış vitalitesini ölçtüm ve ondan sonra da enerji alanlarına cep telefonlarını verdim.

Tüm deneklerde sadece bir dakika içerisinde vitaliteleri (canlılıkları) sıfıra düşmüştü !

 Deneklerin tümünde canlılıklarının yerine gelmesi saatlerce sürdü ve sonra değerler tekrar çıkmaya başladı.

 Jeopati Hakkında Diğer Çok Yaygın Yanılgılar

 Çalışmalarımda, yatak yeri değişiminden sonra huzursuzluk sınırının da hasta ile beraberinde gideceği gibi, şaşkınlığımdan saçlarımı yolacağım geldiği masallarla da karşılaştım.

 Söyler misiniz bana bu jeopati nedir acaba, bir süs köpeği mi ki sahibini adım adım takip etsin?

 Bu tür iddialar ilk bakışta belki saçmalık gibi gelir ama bir nebzecik de olsa içinde gerçeklik payı vardır.

 Gerçek şu ki, hastaların hipnotize olmuşçasına kötü yerden bir diğerine yerleşmelerinde, jeopatinin kısmen bağımlılık yapan etkisinden kaynaklanıyor.

 Bu durumu uyuşturucu bağımlısı ile karşılaştırabiliriz: Kimin bir jeopatisi varsa, kendisine bir diğerini arar. Bunu birçok kanser hastalarında gördüm ve hepsinin jeopatileri, “kanser uyarıcılarından” daha az veya çok idi.

 Diğer gerçek de daha önce bahsedilen ruhsal çatışmalarla ilgilidir. Bunlar, insanı, güne mümkün olduğunca kendine zarar verici bir hareket yapması için etkiler- yani tam da “çatışma programına” uygun olarak.

Eğer örneğin insanın merkez ruhsal çatışması “teslim olmuş, yardıma muhtaç” ise,  o zaman çatışması, kendine yardım edemeyeceği ve teslim olmuş hissedeceği bir durum oluşturur. Bu durumlar çatışmayı yakınlaştırır ve çatışma sahibini yorar.

 Bundan sonra ruhsal çatışma usulüne uygun tedavi edilmezse, bu insanın yatak yeri değişiminden sonra yeniden huzursuzluk sınırına gireceği kolaylıkla olabilir.

 Tedavimde ilerlerken hastalığın hem jeopati kısmını hem de ruhsal arka zeminini birlikte ele alıyorum.

 Anlattıklarımı bazı uygulamalarımdan örnekler vererek belirginleştirmek istiyorum:

 Olay 1

 Bayan S. kendisini yıllardır kronik yorgun hissediyor, sürekli neşesiz, konsantre olamıyor, gözlerinin altında kalın halkalar olup erken yaşlanmış hissini uyandırıyordu.

 Reba- cihazı ile yapılan muayenede kendisinde % 50 canlılık, %10  duygusal kuvvet ve ancak %10 zihinsel kuvvet olduğu görüldü, yani toplam olarak oldukça düşmüş bir enerji seviyesi.

 Ben kendisinde baştan ayaklara doğru tüm vücuttan geçen jeopatik bir yüklenme buldum.

 Kendisine Geovita- damlaları önerdim ve kendisinden yatak yönünü değiştirmesini rica ettim. Dört hafta sonraki kontrole geldiğinde değerleri %90 canlılık, % 90 duygusal ve %40 zihinsel kuvvetlere doğru çıkmıştı. Ancak bu seviyeden sonra kendisinde, şikayetlerinin geri kalan kısmını oluşturan ruhsal çatışmalarla baş edecek  yeterince enerjik regülasyon yeteneği oluşmuştu.

 Olay 2:

 Bay B., terapist, bana merakından gelmişti. Dört yıl önce tüm muayenesini çok pahalıya gölgelettirmişti.

 Testinde %40 canlılık çıktı- her gün işinde müşterilerine enerji dağıtması gereken birisi için şaşılacak bir durum değil.

 Onda da Geovita- ampülleri belirgin etkili oldu. Bu duruma çok öfkelendi, çünkü dört yıldır kendisini “gölgelemeden” dolayı güvende hissetmişti.

 Muayenehane dahilindeki çalışma yerinin değişimi, canlılığını %100 e çıkarmıştı.

 Olay 3:

 Nicola, 5 yaşındaki bir erkek çocuğu, gelişim bozukluğundan ve kuşkulu epilepsi sorunu nedeniyle geldi. Çocuk neredeyse konuşamıyordu, benimle göz temasına geçemiyor, yaşına göre küçüktü ve motor becerisi de çok azdı. Fermuarını çekmek için bile annesinin yardımına ihtiyaç duyuyordu.

 Annesi, antiepileptika ile tedavi edilmeden önce ikinci bir kez fikir almak istiyordu.

 Reba testinde canlılığını %60 a düşmüş, duygusallığı %50 indirgenmişti. Bu tür düşük değerler çocuklarda ciddi bir alarm işaretidir, çünkü çocukların normalde “dolu bataryaları” vardır ve yorulmaz bir yaşam kuvvetine sahiptirler.

 Nicola da aynı şekilde, tüm vücudundan geçen bir jeopatiye ve karnın üst kısmıyla bağlantılı ve konuyla ilgili “daha çoğunu istemek” olan bir ruhsal çatışmaya rastladım.

 Anneden çocuğunun yatağının yerini değiştirmesini istedim ve (üst karın için) Chavita 3, (çatışması için)  Emvita 10 önerdim.

 Altı hafta sonra beni aradı ve Nicola’nın sabaha kadar uyuduğunu ve sabahları neşeli ve enerjik olduğunu bildirdi. Çok konuşkan hale geldiğini ve hatta bisiklete binmeyi dahi öğrendiğini anlattı. Bunun dışında diğer çocuklarla oyun oynamaya buluşmak için evin önüne yalnız başına çıkabildiğini, bunu daha önce hiç yapmadığını bildirdi. Artık onun çok belirgin bir şekilde “ DAHA FAZLA” sı vardı- o da yaşam kalitesi ve yetenekleri. Hepsi de sadece huzursuzluk sınırının giderilmesi ve oğlan çocuklarına ağır gelen ruhsal konuları tedavi ederek başarılmıştı.

 Olay 4:

 Bay B. 25 yıldır kronik, terapi resistanslı üst karın şikayetinden yakınıyordu. Önce tıbbi açıdan tedavi görmüş, kendisine mide bakterileri için (Helicobacter pylori- Sanierung) antibiyotik tedavisi yazılmıştı, bunun dışında da bazı mide endoskopileri. Ancak şikayetlerinde hiçbir şekilde azalma oluşmamıştı.

 Bunun üzerine alternatif senaryolara yöneldi ve akupunktur, orgon ışınlayıcılar, hızlandırılmış ve farklı gölgeleme metotları ile problemlerine çözüm aradı.

 Bana geldiğinde, mide ağrıları hiç değişmeden duruyordu ve ne alkol alabiliyor ne çiğ sebze ve meyve yiyebiliyordu. Hatta kahve veya çay alışkanlığı bile kalmamıştı. Restoranlarda da kızartma yağını hazmedemediğinden yemek yiyemiyordu. Kendisi Tinnitus (çınlama), kas gerilmeleri ve kaslardan kaynaklanan leğen eğikliği.

 Reba testinde canlılık % 60, duygusallık % 50 ve zihinsellik % 30 olarak çok düşük çıktı.

 Enerji hırsızı olarak jeopati – vücudun içinden çekilerek – ve “asabi” konulu  ve böbreküstü bezi (glandula suprarenalis) ile alt karın ile bağlantılı ruhsal çatışma buldum.  

Yani benim de 25 yıldır ağrılarım olsa elbette sinirli olurdum bu durumda

Yatak odasının diğer duvarına yatak yeri değişimi ile Geovita ( vücudun jeopatojen enformasyonunun daha hızlı çözünmesi için ) , Chavita 2 ( alt karının vejetatif sağlamlaşması için ) ve Emvita 5 ( ruhsal çatışmanın erimesi için ) önerdim bunları yaparak enerji değerleri 6 haftadan sonra şu değerlere çıkmıştır: vital( canlşılık) % 90 , duygusallık % 70 , zihinsellik %90.

Hastayı en çok sevindiren ise bu değerler değildi. Onu sevindiren artık uzun yıllardan sonra güzel uyuyabilmesi, sabahları ağrısız kalkmasıydı. Gıdaların çoğunu artık yiyebilmesi, gerginliklerinin belirgin düzelmesi ve leğeninin ( pelvis kırığı ) artık eğik olmadığına seviniyordu.

Olay 5: 

Sandra  12 yaşında, doğumundan beri ağır epilepsi hastasıydı. Birçok kez  ameliyat geçirmiş ve başarısız olmuştu. Psiko motor gelişimi çok zayıf olup gece gündüz hala çocuk bezi kullanıyor ve sadece birkaç kelime konuşabiliyordu.

Reba aleti ile test sonucu % 50 canlılık, %50 duygusallık , %30 zihinsellik idi

Kendisinde ağır jeopatik yüklenme ile beyin bölgesinde “gerçeği görmek istememek” isimli bir çatışma görüyordum.

Ebeveynine kızın yattığı yeri değiştirmelerini rica ettim ve ona beynin vejetatif regülasyonu için Chavita 7’ yi çatışmanın dalga altı işlenmesi için Emvita 27’yi önerdim – bu ağır özürlü çocukla konunun sözlü işlenmesi ve çözülmesi mümkün dahi değildi.

Henüz 4 hafta sonra ebeveyninden bir telefon aldım ve Sandra’ nın artık hiç nöbet geçirmediğini söylediler. İyi gelişiyor ve konuşma adına ilerlemeler kaydetmiş ve oniki yıllık hayatı boyunca ilk defa tuvalet ihtiyacını bildiriyormuş.

Ebeveyni olağan dışı mutluydular – normal olarak – tabi ben de  

Özet :

Muayene deneyimlerim bana her zaman, kronik hastaların enerji ve vejetatiflik bakımlarından uyumlu hale getirilmedikçe sağlıklarına kavuşamadıklarını görüyorum.

Buna 2 şey gereklidir :

1-     Jeopatik rahatsız hale gelen yatma yerini vejetatif regülasyon bloğu olarak nötr ve sakin bir yatış yeriyle değiştirmek .

2-     Ondan sonra da vejetatif bloke eden , ruhsal çatışmayı çözmek

Reba test aletiyle muayene ve psikosomatik energetik ilaçları benim en iyi iş aletlerimdir. Çünkü onlarla hastanın enerjik (-dir , -dur ) durumunu hızlıca bildirebilirim ve gizli ruhsal çatışmaları tanıyabilir, adını koyar ve tedavi edebilirim.

Bu metodla terapi seyrini kontrol altında tutabilir, hastanın da görebileceği gibi , çatışmanın erimesi ve hastanın enerji akışını takip edebilirim.

Skeptikler için son bir hatırlatma : Geniş kitlelere yayılmış bir ön yargıya göre daha küçük evlerde jeopatik yatak yerine daha iyi bir yatma yerinin bulunabileceği olasıdır. Bunun için biraz fantezi , cesaret ve geleneksel olmayan çözümler gereklidir.

Bu olaylarla hastalıkların çoğu belirgin iyileşir , hatta çoğu şifa bulur ve hastalar iyileşmeleri için pahalı çıkış yollarından kurtulmuş oluyorlar.

Dr. Med. Ulrike Baniş Kronenstra . 30 , 73760  Fstfildern

Devam ettirilen literatür :

Dr. Med Ulrike Banis : “Erdstrahlen und Co1”, Haug yayınevi 2001

Dr. Med Ulrike Banis :” Psikosomatik enerjinin uygulamaları” CoMed yayınevi , 1999

Dr. Med Ulrike Banis : “psikosomatik enerjetik”

Psikosomatik energetik metodu ile ilgili bilgi

Şirket : Rubimed AG , grossmatt 3 , cH – 6052 Hergiswill , İsviçre

İnternet : www.rubimed.com

Silke Kothe – Papst – doğal tedavi uzmanı

Terapi rezistansının nadiren dikkat edilen olanağı – jeopatojen yatak yeri

Bu haberle birlikte meslektaşlarımı , terapi yönünden rezistanslı hastalarında jeopatojen bir yatma yerlerinin bulunduğu konusunda uyarmak istiyorum.

Belki de eşimin kendisi yatma yeri muayeneleri uygulandığından mıdır nedir , bu yükleme ve reaksiyon yeteneği ile ilgili  bu olasılığı daha fazla dikkate almadım. Bu durum terapinin başlangıcında iyi sonuçlar alınan bir hastanın , sabit bir fazdan geri dönen bir faza girmesiyle değişti. Tüm terapiler boşa çıkıyordu , ben de çaresiz ve bayana sağlığına kavuşacağını temenni ediyordum. Daha çok umutsuzluğumdan , kendisine yatak yeri muayenesi önerdim.

Bayan hastamın muayenehaneme geldiği gün olduğu gibi bugün de hala çok şaşkınım. Yatak yerini değiştirir değiştirmez ve yaysız döşek temin edildiğinde , semptom kompleksleri yarıya düştü ve vücut hemen regülatif olarak her tedaviye cevap verdi.

 

Bayan M. , 43 yaşında , 28 gün adet kanaması ile birlikte sürekli kasık ağrıları ile yanıma geldi. Bu semptomlar ilk kez bir sezaryenden sonra ortaya çıkmış ve artık 3 yıldır varmış. Kanama anomalisi ile birlikte depresyon , enerjisizlik , kalp aritmileri , sürekli bulantı , kronik bronşit ve ağır bacaklar.

Kasık ağrılarıyla birlikte kanamaları da terapi neticesinde 6 hafta içinde normale döndü. Genel durumu gözle görünür bir şekilde düzeldi. Kalp şikayetleri belirgin düzeldi. Kronik bronşit ve ağır bacaklar ise kaldı. Uzun süreli iyileştirmesi olmayan bir terapi. Çıkış işlemi , tıbbi hipnoz tedavisi , yaşam danışmanlığı ve Hornöosinatri ile çalıştım. Bu hastaya bir de kendi kan terapisi uygulamak istedim. Maalesef kendisinde bir damar bulamadım.

Tatil nedeniyle terapi kesintisi esnasında ( bu arada arkadaşlardan birisi 3 haftaya yakın onu yapılandırma iğneleriyle takip etti ) durumu kötüleşti. Ağrılı kanamalarına kadar kasta eski haline geri döndü. 4 haftalık bir tedavi belirgin bir başarı sağlamadı.  Bundan sonra kendisine bir yatak yeri muayenesi önerdim.

Daha 1 gün sonra bayan M. Bana yıllardır ilk defa uyandığında kanının düzgünce aktığını hissettiğini bildirdi. O güne kadar vücudunun içinde her şeyin darmadağınık akıp gittiği duygusu hakimdi kendisinde. Özel bir tedavi gerekmeden kalp şikayetleri azaldı ve artık nadiren ağır bacakları vardı. Bu bayan hayatını da değiştirmeye başladı. Önceleri bu ona çok zor gelirdi ve genelde de vazgeçerdi. O kendisinin “yalnızca” tedavi edilmesini istiyor , ama artık kendisi de kendisini tedavi ediyordu.

 Terapiyle düzelmeyen kronik bronşit , daha bir tedaviden sonra düzelmeye başladı. Yatak yerinin değiştirilmesinden 2 hafta sonra bayan M. nin  artık belirgin bir damarı vardı ve ben de kendisine derhal başarılı bir kendi kan terapisi uyguladım.

Bu pozitif dönüşüme çok sevindim ve artık testlerim arasında jeopatojen yatak yeri testini de ekleyeceğim.

             Roland Wirth

 

Muayenede meydana gelen iki olay

  

Olay 1: Baca ve meme kanseri

 Odenwald’ da Buchen yakınında , Eberstadter Tropfsteinhöhlen ( damla mağaraları ) den uzak olmayan bir yerden genç bir bayan tarafından ev muayenesi için çağrıldım. Tahminen 30 yaşları başlangıcında iki kız arkadaş , birisinin teyzesinden miras kalan , sevgiyle ve ayrıntılı olarak biyolojik  yapı malzemeleriyle onarmaya çalıştıkları eski köy evinde kalıyorlardı. Çatı katı iki büyük yatak ve çalışma odası şekline getirilmişti.  Ne yazık ki tüm yerleşimde cereyan beslemeleri çatının üstündeydi ve tüm çatı katındaki ölçü tekniği ile bulunan değer yaklaşık 200 nano Tesla idi. Bayanlar daha önceden sağlıklı bir yatma yeri hakkında bilgilendiklerinden dolayı elektrikli cihaz , kablo veya uzatma kabloları bulunmayıp yatak döşek lateks mamulüydü.

Öncelikle , daha evvel telefonda bana hiçbir şey anlatmamalarını istediğim için , hangi odanın kime ait olduğunu , kimin sağlıklı veya sağlıkla ilgili şikayetleri olduğunu bilmeden yatak odalarını muayene ettim. Neticede ben yatak yeri muayenesini ön yargım olmadan uygulamak istiyorum.

İlk girdiğim odanın yatak bölgesinde belirgin arıza ( huzursuzluk ) sınırları yoktu , yatağın global ağ parmaklık çizgileri yatağı 50 cm. yerini değiştirip ve basit bir döndürme ile kuzey-güney yönünde ise tamamen işlem yapılabiliyordu. İkinci yatak ise, yani diğer odadaki , küçük bir merdiven sahanlığı üzerinde bulunuyor , su damarı yatağın alt kenarından akıyor , global ağ parmaklığın kesişme noktası sol alt ayak bölgesindeydi ve bir çizgi boyunca yatağın içinden yamuk olarak geçiyordu. Atık suya odada tesbit edilmedi.

 Hartmann değneği ile huzursuz sınırın tesbitinden ve sentetik değnek ile yakınlaştırma ( kesinleştirme ) sonrası bulduğum huzursuzluk sınırını ve tüm yatak bölgesini bir kere de ayarlanmış (akortlu ) sistemlerle kontrol ediyorum. Ayrıca yanımda beş değnek seti de var ( Adler – Ruten adı verilen ve bu ismi Waldkatzenbach’ daki misafirhanesinin müdavimler masasından alan değneklerdir.) , Hava – Lecher – İletimi ile benzer ancak çantamda sağlam uzunluklarıyla birlikte.

Bu beş değneği (ana sınır su , ağırlık noktası su ,atık su  , Hartmann parmaklığı ve Curry parmaklığı ) daha çok kontrol amaçlı kullanıyorum , çünkü bu bana diğer  iki sistemin zahmetli olan itici ( sürgü ) ayarı işlemini yapmamı gerektirmiyor.

Ayarlı değneklerle su ve atık su için tekrar yatak kenarlarına geldim , çoğunlukla da döşeğin direkt kıyısı boyunca kenarlı dolaştım ve yatağın üst bölgesine geldiğimde atık su değneğinde hafif bir çekilme hissettim. Burada da bir şeyler olmalıydı. Yatağa eğildikçe değnek vuruşu kuvvetlendi. Sonuç hemen hemen yuvarlak bir “ baca” ( şömine de denen ) yaklaşık 50 cm çapında ve alt zeminde. İlk defa karşılaşmadığım ve benim neredeyse üzerinden geçip gideceğim bir fenomendi.

Yatak 1,40 m eninde olup baca da ön bölgede bulunduğundan , bu genç kadının güvenli olan arka bölgede , duvar ve köşe yakınında yatacağını umuyordum. Ama ne gezer! Bu bayan bana kesinlikle kendisinin önde yattığını ve bunu da 3 yıldan fazladır sürdürdüğünü söyledi. Üzücü sonuçları ise meme kanseriydi , ameliyat günü de birkaç gün sonraydı. Ayrıca telefonla arayan kişi hasta olanı değil de tedavi eden doktorun önerisiyle ev muayenesini talep eden kız arkadaşı idi.

 

Olay 2: Boşluk suyu ve meme kanseri

 

Mannheim ‘ lı bir doğal yöntem doktoru bayan sıkça beni önerirdi ve sadece beni , çünkü değnekli arayıcı olarak benimle en iyi deneyimleri aldığı için. Yalnızca kanser vakaları değil , “sadece” sırt ağrıları olan hastalarda da bulundu. Ama kanser olayı ise , bu durumda genellikle yatak içinde kanser noktasını da tam buluyorum. Bayan doktor hastasına telefonda benimle konuştuklarında hastalıkla ilgili bilgi vermemelerini öğütlüyor. Böylece alıştığım alanın birkaç km dışına , doktor önerdiği için seyahat etmek zorunda kalıyorum.

Şimdi anlatacağı olay Pfalz’ da Altlerningen’ de “Pfalzer WeinstraBe” den uzak olmayan bir yerde oldu. 50 yaşları başlangıcında ve küçük bir evde kalan bir bayanın , yine yatak odası çatı katında, yine çatı direkleri, yatak odasında 300 nano Tesla  değerinden fazla bir elektromanyetik alan, 9 – 12 Volt arasında ve ancak altındaki oturum odasındaki sigortası çekildiğinde düşen ve yatağında bulunan yüksek kapasitif bağlantılar bulunuyordu.

Odada birer metre aralığında iki tek kişilik yatak bulunuyordu. Bayanın yatağını bilmek istemiyorum ve her iki yatağı da muayene ediyorum.  Öndeki yatak pencere bölgesindeydi ve göğüs bölgesinden global ağ parmaklığının doğu – batı çizgisi geçiyordu , yatak yeri tartışılabilirdi , başın ayak ucuna çevrilmesi iyi olabilirdi.

Diğer arkada bulunan yatakta huzursuzluk sınırları , göğüs bölgesinde global ağ parmaklığı kesişimi , kesişim bölgesinde yaklaşık 30cm enindeki bir su damarının kenarı. ADLER-değneği ile yaptığım kontrolde “su değneği” ve “Atık su” değneğinden bir vuruş aldım, yani boşluk suyu.

Vaziyet aynen Dr. Ernst Hartmann ‘ ın sıkça “kanser noktası “ olarak tarif ettiği gibiydi : Su damarının tam kenarında Global ağ parmaklık kesişimi!

Buradan çok eminim ve bayana , eğer bu yatakta yatıyorsa bu vaziyetin , “ağır veya kronik bir hastalık” anlamına gelip gelmediğini ve benim de bunu “ kanser “ olarak tahmin ettiğimi söyledim ve bunun ne zamandır bu yatakta yattığına bağlı olduğunu belirttim. Bayan beni “meme kanseri” diyerek onayladı ve kendisinin 12 yıldır bu yatakta yattığını söyledi. Babasının da bu yatakta 90 derecelik bir dönüşle bir zamanlar yattığını ( fakat tam boşluk suyunun ve global ağ parmaklığının üzerinde ) ve kanserden öldüğünü belirtti.

 Misafir odasında huzurlu bir yer bulduk ve burada elektromanyetik yüklenme çok yüksek değildi. Hazırlanmış olan çizimi bayan ertesi gün , tahminlerinde bir kez daha yanılmamış olan Mannheim ‘deki doktoruna götürdü.

             Hanns Zürn

 

Özel Jeopatik olay

 Olay 3 :

Troid bezleri kanseri ve Karın tükürük bezleri yetersizliği

 İlk karısı Tiroid bezler – Ca’ dan yaşamını yitirdi ( boğaz bölgesinde kenar sınırındaki kesişim “iftiracı.”) . İkinci karısı takip edilen bir troid bezler rahatsızlığından dolayı ev doktorunu aradı. Bu doktor da  raum&zeit ( oda ve zaman ) da benim MS ve kanser ile ilgili makalemi okumuş ve aralarında bir bağlantı görmüştü.

Jeobiolojik muayene sonucu bu ilişki kesinleşti.

Baş bölgesinde fazladan ve yüksek bir rahatsızlık (epipise’ nin meletonin ürünü ) özellikle bir TV cihazıyla odayı ayıran duvar yakınında oluşturulmuş. Elektromanyetik alanların epifizler üzerinde olumsuz etki yaparak önemli sağlık problemleri oluşturduğu ve Elektromanyetik bir alanda epifizin dinlenemediği şeklindeki teoriler burada da geçerli oldu. Melatonin üretimi çok azaltılır veya tamamen durgunlaşır. Böylece fiziksel denge bozulur. Sonuçları ise çoğu kez depresif bir keyifsizlik hatta intihara eğilim.

Kocası aylarca klinikte zor tanınan karın tükürük bezleri hastalığı ( kanser tehlikesi ) nedeniyle yattı . Kuvvetli horlayan birisi olarak televizyon odasında sıkça yerini değiştiriyordu ve orada da kendi yatak yerindeki aynı jeopatojen rahatsızlığa rastlamıştı. Yatak yeri derhal değiştirilmeliydi.

Her iki odada , gece , ağ serbest şalter cihazı ile uygun fizyolojik değerler elde edilmelidir.

Her iki hastanın hastalık göstergelerinin gelişimi takip ediliyor.

            Çeviri : Filiz Canbaz - Erol Canbaz     Yakamoz Yeminli Tercüme Bürosu , Aralık 2003

Kaynak  No-6-) Radio - Bioloji

                                Radio - Patoloji

                                        Radio - Kültür

 

            Yazarı  : Doç. Dr. SAMUEL AYSOY    ,    Ankara - 1936

Kaynak  No-7-) http://www.gezegenimiz.com

Kaynak  No-8-) http://www.alternatifyerbilimleri.com

Kaynak  No-9-) Piramitler

Kaynak  No-10-) Küresel Denge

                            Al Gore - Ekoloji ve İnsan Ruhu

 

               Bu yazının resimli orjinaline http://www.bioenerji.org/yayinlar1.htm. Linkinden ulaşabilirsiniz.Ekli dosyalar tarafımızdan derlenmiştir.

Sağlıklı ve Kaliteli bir yaşam için faydalı olması dileğiyle.

Saygılarımla

Saffet Beyazıtoğlu